İnsanlar arasında iletişimde çok önemli rol oynayan ve yüz ifademizi sağlayan gözlerimizin çevresinde üst kapaktaki cildin sarkması, alt kapaklarda torbalanma ve asimetrik görüntü gibi farklı sorunlar yaşanabiliyor. Bu sorunların giderilmesi için de göz kapağı operasyonları yapılıyor. Ancak bu tip ameliyatların ardından görme kaybı bile yaşanabiliyor. Peki ama bu operasyonları tehlikeli kılan nedir? Bu operasyonları kimler yapmalı? Altta yatan başka hastalıkların varlığı nasıl tespit edilmeli? Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özgün Melike Gedar ile göz kapağı operasyonlarını en ince ayrıntılarına kadar sizler için konuştum. Bakın, Doç. Dr. Gedar, kişiye özgü gerçekleştirdiği göz kapağı operasyonları konusunda neler anlattı…
OKÜLOPLASTİK CERRAH YAPMALI
‘Blefaroplasti’ adı verilen göz kapağı estetiğini de içeren bu ameliyatların ‘oküloplastik cerrahlar’ tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Gedar, şunları söyledi: “Oküloplastik cerrahi, ‘gözün plastik cerrahisi’ anlamına gelir. Göz kapakları, gözyaşı yolları ve göz çukuru hastalıklarıyla ilgilenen bir uzmanlık alanıdır. Göz torbaları, göz kapağı ya da göz çevresi sarkmaları, kırışıklıkları, asimetrisi, badem göz, kapak düşüklüğü, göz kapağının şekil bozuklukları, göz kapağının içe veya dışa dönmesi, gözyaşı kanal tıkanıklıkları, protez göz yapımı, göz kapağı tümör tedavileri, şalazyon, göz çevresindeki travma onarımları, yüz felci sonrası ortaya çıkan göz kapağının kapanmaması ve tiroit hastalığına bağlı gözün öne çıkması gibi tüm göz çevresi hastalıklarının tedavisi ve estetik cerrahi uygulamaları; oküloplastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilmektedir.” Göz kapağının, vücuttaki diğer dokulardan çok daha hassas ve vücudun en ince cilt bölgesi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Gedar, “Bu nedenle bu bölgede uygulanacak her işlem oküloplastik cerrahi uzmanları tarafından titizlikle yapılmalıdır. Oküloplastik cerrahi uzmanı, hem göz yüzeyini hem de göz kapaklarının işlevini koruyarak, kişiye uygun olan cerrahi planlamayı özenle gerçekleştirir” dedi.
ESTETİK GİBİ GÖRÜLMEMELİ
“Temel amacımız hastanın göz kapağının fonksiyonunu bozmamaktır” diyen Doç. Dr. Gedar, çok hassas ve vücudun en ince cilt bölgesi olan göz kapağı ameliyatlarında nelere dikkat ettiklerini şöyle anlattı: “Göz kapağı, gözyaşımızı kornea dediğimiz saydam tabakanın üzerinde aşağı yukarı yayma işlevine sahiptir. Bundan dolayı kapandıktan sonra düzgün bir şekilde açılmalıdır. Göz kapağı estetiği ameliyatlarından sonra ister istemez göz kuruluğu olabilmektedir. Buna bir de fonksiyon bozukluğu eklenirse hastanın kuruluk şikâyetlerinde artma yaşanması hastanın günlük hayatını etkileyebilir. Lazer ameliyatı geçirmiş, romatizmal hastalığı olan veya aşırı bilgisayar kullanımına bağlı göz kuruluğu olan hastalarda öncelikle kuruluk tedavi edilmeli, daha sonra ameliyat planlanmalıdır. Hastanın sadece bir estetik hastası olarak görülmemesi, ameliyat öncesi dönemde detaylı tüm göz muayenelerinin yapılması bu açıdan çok önemlidir.”
KİŞİYE ÖZEL OPERASYON PLANLANMALI
OPERASYONLARIN kişiye özel planlandığını söyleyen Doç. Dr. Gedar, şu detaylara dikkat çekti: “Göz kapağının şeklini değiştirmeye çalışmak veya kişinin göz kapağını bir başkasının göz kapağı haline getirmek natürel olmayan sonuçlara yol açar. Örneğin Asya tipi dolgun bir göz yapısı varsa bunu Avrupa tipi çukurlu yapıya çevirmemek gerekir. Bu nedenle her hastanın geçireceği cerrahi işlemler kendisine özel değerlendirilir. Hiç kimsenin ameliyatı bir diğeriyle, hatta kardeşiyle bile aynı olmaz.”
AMELİYAT ÖNCESİ GÖZ MUAYENESİ ŞART
DOÇ. Dr. Gedar, göz kapağı ameliyatı olacak tüm hastaların göz ve kapak fonksiyonlarının değerlendirilmesi için titiz bir göz muayenesinden geçirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu göz muayenesinde göz kuruluğu dışında kirpik dibi iltihabı, glokom, katarakt, sarı nokta hastalığı gibi diğer göz hastalıklarının da var olup olmadığı incelenmelidir. Bu hastalıkların varlığı, hastaların tedavi önceliklerini değiştirebilir” diye konuştu.
SARKMADA BAŞKA TEHLİKE OLABİLİR
Hastanın sadece kapak cildi sarkması olmayabileceğini söyleyen Doç. Dr. Gedar, “Sarkan cildin altında gizlenmiş kapak düşüklüğü yani ‘ptozisi’ de var olabilir. Kapak düşüklüğü tespit edilirse o zaman ameliyatın içeriği de değişir. Kapağı kaldıran göz kaslarına müdahale edilmesi gerekebilir. Bu durum hastanın fotoğraflarında belli olmayabilir. Ptozisi, hekim ancak yüz yüze muayenede tespit eder. Ptozisle ilgili testler yapması gerekebilir. Hatta gerekirse hastayı nöroloji hekiminin bile muayene etmesi gerekebilir” dedi.
GÖRME ALANI RAHATLIYOR
ÜST göz kapağı ameliyatı sonrası birçok hastanın kapağın verdiği yorgunluktan kurtulduğunu söylediğini belirten Doç. Dr. Gedar, “Bu yorgunluktan dolayı yaşanan akşamları erken uyku çökmesi sorunu ortadan kalkıyor. Ayrıca gördüğünüz cisimlerin netliği değişmese de görme alanının genişlediği ifade ediliyor” dedi.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024SPOR
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024GÜNDEM
07 Kasım 2024